19 Kasım 2005 Saat-19:12

29.11.2005-Salı-15:21

Kim bilebilirdi ki O günü?
Saat 19:21 sıralarında olmus hayatımdaki buyuk degısıklık.
19 Kasımdı.

Erken kalkmayı sevmiyorum dıye kalktım.Güzel bir düş kahvaltısından sonra,hemen giyinip İzmir 169 Alsancak-Teleferik otobüsünü beklemeye koyuldum.Kentkartımda 2.45 ytl doluydu ve bu bana cok cok yeterdi.Otobus geldı ve bırkac kişinin acayıp bakısları ıcınde sırayla bındık ve kenkart makinesinin "Lütfen Kartınızı Tekrar Gösteriniz" demesiyle onun nezakatine karsı bende nezaketsız söförü umursamadan gösterdım ve en arkadaki sol uca oturdum.Tek Alsancak'a gitmek için en ideal yerdi.Çünkü,Güzelyalı dönüşünden sonra Ege Deniz'i ile bulusma olacaktı.
Üçkuyular gene kalabalıktı.Herkes meydan'da telaş içersinde kosusturmakta.Pazardan dönen teyzelerın ellerındeki sarı filelerle dolmusa atlama cabaları vardı.Askeriye hizansında devam eden yolda 2-3 durak sonra güzelyalı yakınlarına gelmekteydik.

Otobüs dolmaya ve ayaktakiler cogalmaya baslamıstı.Köruklerde duranların karsılıklı bırbırıne bakısmaları,sarısın kızın çiklet-"sakız" çiğneme sesleri ve ona bakan teyzenin yanındaki gence "Hiç görgü kuralı kalmamıs,genclik degisiyor evladım" demesi ve cocugun kayıtsız gülümsemesi,dısarı bakanların bir tarafında parcalı bulutlar dolasmakta bır tarafta ise hemen camın tersınde olan güzel yüzlü bir ablayı camdan yansımasıyla kurulan hayalleri.
Bazen kesık bakısmalar,korkutularak cekılen,nazlı bakısmalarla amcaların "Rocker" diye tabir ettiklerine fırlama bakısları...

Sahile cıkan mum satan dukkanın orada gecerek yerdeki kanallardan dolayı cıkan seslerden irkilenlerle ilerlemekte ve sahile cıkmaktaydık...

Çiğli ve Karşıyaka'ya vuran günes ve gölgeli yerler cok guezl görunmekteydi.Hava cok guzel olmamasına karsın balık tutanlar ve yürüyüşe cıkmıs olanlarla devam etmekte otobus.Yanımızdan gecen bir kac güzel eksozlu araba sesleri ile devam etmekte olan yolculukta,sıkısan yolcular olmakta.Konak Pier'e az kaldı...

Karataş'a dogru yöneldik.Günes parcalı-buluttan kurtuldu ve sıcaklıgını hıssettırdi.Ben de İremEzgi'nin bende unuttugu yuzukle oynuyorum ve kucuk olması acıttı parmaklarımı.Yanımda oturan orta yaslı bırı msj yazıyor,önumdeki kız ise Tuna Kiremitçi'nin Git Kendini Çok Sevdirmeden Kitabını okuyor.Ortalarına gelmis ve hızla okumakta,yanındaki teyze ise kitaba caktırmadan bakmakta,karşısında oturan 16-17 yaslarındaki iki genc kıza laf atmakta.Tabi kız sallamadıgı acık.Kendılerınce bırşeyler ile kızları tabiri caizse "tavlamaya" ugrasıyor.Kapı tarafındaki yeni evlenmis gibi gözüken cıft ise "ben seninle varım" demeye calıstıkları el tutusmaları ile birbirlerine gulumsemekte.Herkes birbiri hakkında önyargılı bakıslar atmakta.
Alt gecitten gecince herkeste bir gözkamaşması oldu.Saat 2 oluyor.2:15 gibi orada olacaktım.
Erken kalkamıyorum.

Sonunda indim ve karsıdan karsıya 5 yesıl sn. kala gectım ve Fil Pizza'nın oradan ilerleyıp Sevinc Pastanesini gecerek kalabalıga karıstım.Basım önde eğik hızla teker teker insan selini gecmekteyım.Leke Jeans'in oradan Hayalbaz'a baktım.Düz kızıl saclı,kendınden emin ve taviz vermeyen o kız dısarıdaydı.Ve devam ettim.
Sonunda Bahane'ye geldim.
İçeri girdim.Herkes orada.
Gözen direk gördu ve Erran geldi dedi.
Herkeste bir gülümseme oldu.
Akuza bu herif hep gec kalıyor dedi.Candas'ta nerdesin lan 8 diyerek güldü.Bayagı kalabalıktı.Herkesle teker teker selamlasarak koyu bir muhabbete daldık.Didem hanımın orada olmamasını yani biz buna gec gelme diyoruz,hic sasırmamıstım.Hepbirlikte Logos'a ve Amelie
posterinin oldugu yere gectik.Herkes içmek istiyordu.Bazıları sahıle gıtmıslerdi.
Herkes mutlu,sevınclı,heyecanlı,cekıngen,sıkılgan,dertlı...

...
Hava karardı ve her birlikte kalktık.Bazılarımız konsere,bazılarımız da bu bazıları arasında ben de bulunuyorum.Balçova yönune gitmek ıcın hareketlendık.Bagır,cagır gulumseme ile dukkanlardan sıyrıla sıyrıla,broşür dagıtanlara yüz vermeye vermeye devam ettik.
VE.
Sevinç'i gecerek karsıdan karsıya gececektık.Orada ayrılanlarımızla öpustuk,koklastık ve
ben candas ile ugrastıgım ıcın benı kovalamaya basladı ilk once kendı kalabalıgımız arasında yakalamaca oynarken bırden arkama muzip bir bakısma ile karsıdan karsıya gecmek ıcın hızla devam ettim...
Dikkat etmedıgım tek sey yoldu.

Hızla gelen Fiat Palio'yu hesaba katmamıstım bu oyunda.
Çarpmasıyla 1.5 metre cıvarında yerde suruklendım ve basımda acılmalar olmus.
Kulagımdan gelen kanlar yüz üstü sürüklenmem dolayı suratımda ve agzıma olan yarılmalarla küçük bir kan gölüne dönen Palio'nun 1.5 metre önü.Gözlügüm sol camı kırılmıstı ve yamulmustu...
Ve herkes saskınlıkla durmaktaydı...
Ve hikayem bundan sonra hayatımdaki köklu degısımle baslamıstı...

Bölüm-1


Eş zamanlı yazı denemesidir.